ŞİRKETLERDE TEKNİK İFLAS DURUMU NEDİR VE BU DURUMDAN YÖNETİCİLERİN SORUMLULUĞU NELERDİR ?

Tarih: 10/12/2015

Gülçin İLERİ / DENETÇİ

MAJOR BAĞIMSIZ DENETİM VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK

I - GİRİŞ

Teknik iflas nitelik itibarıyla bir şirketin gerçekten iflas etmesi değildir. Ancak;  gerekli tedbirleri zamanında almamaları halinde  şirketin sona ermesine  yol açmaktadır.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) 376. maddesindeki “borca batıklık” deyimi uygulamada “teknik iflas” olarak karşımıza çıkmaktadır.

II – TEKNİK İFLASIN NEDENLERİ VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

Teknik iflasa yol açan nedenler ile yapılması gereken işlemler TTK 376. maddesinde düzenlenmiştir. Madde aynen ; “(1) Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.

(2) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.

 (3) Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister. Meğerki, iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olsun. Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur.” hükmünü ihtiva etmektedir.

İlgili madde hükümleri her ne kadar anonim şirket ortaklıklarına ilişkin olsa da , limited şirket ortaklıkları içinde uygulanmaktadır. Buna TTK 633 ve 634. maddesi de dayanak oluşturmaktadır.

TTK 633. maddesinde; “Esas sermayenin kaybı ya da borca batık olma hâllerinde anonim şirketlere ilişkin ilgili hükümler kıyas yoluyla uygulanır. Ek ödeme yükümlülüğü hakkındaki hükümler saklıdır.”

TTK 634. maddesinde ise ; “İflasın bildirilmesi ve ertelenmesine anonim şirket hükümleri uygulanır.”denilmektedir.

A - Teknik İflasa Yol Açan Nedenler

TTK 376. maddeye göre, şirketin mali durumun bozulmasına ilişkin haller ise şunlardır:

  1. Son yıllık bilançodan şirket esas sermayesi ile yedek akçelerinin yarısının karşılıksız kaldığının tespit edilmesi,
  2. Son yıllık bilançodan şirket esas sermayesi ile yedek akçelerinin üçte ikisinin karşılıksız     kaldığının tespit edilmesi,

      3.Yönetim kurulunca hazırlanan ara bilançodan şirket aktiflerinin  borçların  karşılanmasında ye­tersiz kaldığının tespit edilmesi

B - Bu durum karşısında yönetim kurulunun görevleri ne olmalıdır?

TTK’nın 376. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtildiği gibi; Şirkette borca batıklık şüphesini uyandıran belirtiler olması durumunda yönetim kurulu emsal satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu çıkartılan bilançoda aktiflerin şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamadığı anlaşılırsa, yönetim kurulu bu durumu asliye ticaret mahkemesine bildirerek şirketin iflasını istemek zorundadır.

Anlaşılacağı üzere, yönetim kuruluna yükle­nen görevin doğduğu an, şirket esas sermayesindeki üçte ikilik kaybın tespit edildiği an olmayıp, şirketin borca batık halinde bulunduğunu gösteren belirtilerin ortaya çıkma anıdır.

C - Şirketin borca batık halde bulunduğu kanaatine vardıran belirtiler nelerdir ?

-    Şirketin seri icra ve iflas takiplerine maruz kalması

-        Çalı­şanların ücretlerinin zamanında ödenmemesi,

-        Banka ve finans kurumlarından kredi temin edilememesi,

-        Vergi, sigorta, ticari borçlar gibi şirket borçlarının  ödenme­mesi

-        Protestolu çek ve senetlerin fazlalığı.

 

Şirketin borca batık halinde bulunduğunu gösteren belirtiler  var ise yönetim kurulu, aktiflerin emsal satış fiyatlarını esas alarak bir ara bilançosu (mal varlığı bilançosu) düzenler (Yıllık bilanço, bir sonuç açıklama bilançosu iken ara bilançonun düzenleniş amacı ise şirketin aktif ve pasiflerini karşılaştırmaktır. Bu bilançoya “mal varlığı tespit bilançosu”da diyebiliriz.). Böylece şirketin mali yapısı ortaya çıkar.

D - Teknik İflasa Karşı Alınması Gereken Kararlar Nelerdir ?

Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu, Limited Şirketlerde ise Müdürler  Kurulunun yapmış oldukları incelemelere göre ; sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamı 1/2’sinden 2/3’üne kadar zarar sebebiyle karşılıksız kalmış ise Genel Kurul veya Ortaklar Kurulu iki şekilde karar verebilir;

•Azalan sermaye nispetinde sermaye artırımına gidilebilir veya 
• Mevcut sermaye ile yetinilmeye ve faaliyetin bu olanaklarla devam ettirilmesine karar verilebilir.

Yukarıda sayılan kararlardan hiçbirinin alınmaması durumunda şirket feshedilmiş sayılacaktır.

İşte teknik iflas diğer bir deyişle "borca batıklık durumu" burada devreye giriyor. Eğer böyle bir durum söz konusu ise; TTK'da; şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulunun şirketin varlıkları ile ilgili olarak hem işletmenin devamlılığı esasına göre, hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartacağı, bu bilançodan varlıkların, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yerin Asliye Ticaret Mahkemesi'ne bildireceği ve şirketin iflasını isteyeceği belirtilir. Buna ilaveten; iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olması halinde; şirket borca batıklık durumundan kurtulabilecektir. Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul edilecektir.

Sermaye arttırımına karar verilirse, TTK 376. maddesi ile sermaye artırımı arasında yakın ilişki münasebetiyle,sermaye tamamlanmadan veya indirilmeden artırılamaz.İlgili maddede geçen “bu sermayenin tamamlanması” ibaresi ile esas sermayenin azaltılıp aynı tutarda arttırılması veya bilanço zararının kapatılması kastedilmektedir.

Buna karşın genel kurulun alacağı karar mevcut sermaye ile yetinilip faaliyete devam edilmesi yönünde olur ise geçici vergi dönemleri itibariyle şirketin mali durumunun çıkarılacak bilançoya gözden geçirilmesi yöneticilerin yükümlülüklerinden kurtulmaları açısında faydalı olacaktır.

E - Yönetim Kurulunun ve Yöneticilerin Sorumluluğu Nelerdir ?

TTK 375. Maddesinde- “(1) Yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkileri şunlardır:” der ve aynı maddenin g bendi aşağıdaki gibidir ;

g) Borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunulması.”

Benzer durum TTK 625. maddesi h bendinde limited şirket müdürleri  için de düzenlenmiştir.

TTK 625. maddesi h bendi aşağıdaki gibidir ;

 “h)Şirketin borca batık olması hâlinde durumun mahkemeye bildirilmesi.”

Öte yandan , İcra İflas Kanunu 179. maddesinde ise

“Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin borçlarının aktifinden fazla olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye halinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflasına karar verilir. Şu kadar ki, idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan biri, şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Mahkeme projeyi ciddi ve         inandırıcı bulursa, iflasın ertelenmesine karar verir. İyileştirme projesinin ciddi ve                    inandırıcı      olduğunu      gösteren bilgi ve belgelerin de mahkemeye sunulması zorunludur.
Mahkeme, gerekli görürse idare ve temsille vazifelendirilmiş kimseleri ve alacaklıları dinleyebilir. İflasın ertelenmesi talepleri öncelikle ve ivedilikle sonuçlandırılır.”

İcra İflas Kanunu 345/a maddesinde "idare ve temsil ile görevlendirilmiş kimseler veya tasfiye memurları, 179 uncu maddeye göre şirketin mevcudunun borçları karşılamadığını bildirerek şirketin iflasını istemezlerse alacaklılardan birinin şikâyeti üzerine 10 günden 3 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmü yer almaktadır.

III - SONUÇ

Teknik iflas durumuna yönetim kurulunun  hassasiyet göstermesi, TTK’ya göre sorumluluklarının doğmamasını teminen  sorunun bir an evvel çözümü için uğraşı içinde olması gerekmektedir. Şirketin mali du­rumunu yakından takip etmeleri, mevcutta teknik iflas şartları gerçekleşmiş şirketlerin durumlarını değerlendirmeleri zorunludur. Bu durumda ya makul bir sürede şirket varlıklarının ve sermayesinin iyileştirilmesi planlamalarını yapıp  gerekli tedbirleri almaları ya da şirket merkezinin bulunduğu yerin Asliye Ticaret Mahkemesi'ne durumu bildirip şirketin iflasını istemeleri gerekmektedir.